Oyun Temelli Öğrenme
Oyun; yetenek ve zeka geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence olarak, oyuncak ise; oyun aracı olarak tanımlanır. Oyun, çocuğu eğlendiren, zevk veren bir faaliyet olmasının yanı sıra çocuğun; bedensel, duygusal, sosyal, bilişsel ve dil gelişimine önemli yararlar sağlar. Onların gözüyle bakıldığında oyun; onun en önemli işi, oyuncakları ise en önemli aracıdır. Çocukların gelişimsel yönden sağlıklı olabilmesi için beslenme, uyku, barınma gibi temel gereksinimlerinin yanı sıra oyuna da ihtiyacı vardır. Oyun öğrenmenin en eğlenceli yoludur.
Doğadaki tüm canlılar öğrenmeye oyun oynayarak başlar. Oyun günümüzde birçok eğitimci tarafından deneyimsel öğrenmeyi destekleyici etkin bir araç olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle oyun çocuklarda öğrenmenin kalıcı olmasını, çocukların doğrudan deneyimlemesini sağlamaktadır. Bu deneyimlerin en önemli yollarından biri de duyusal oyunlardır. Peki nedir bu duyusal oyunlar?
Duyusal oyun, çocukların duyularını arttıracak ve öğrenmelerini zenginleştirecek etkinliklere katılmalarını sağlamanın önemli bir yoludur. Evet! Duyusal oyun, keşfetmeyi ve bağımsız düşünmeyi, ilham verici hayal gücü ve yaratıcılığı teşvik eder.
Araştırmalar, duyusal oyunun bir çocuğun gelişimine ve öğrenmesine fayda sağlayabileceği birçok farklı yol olduğunu göstermektedir. Duyusal oyunlar, çocukların daha karmaşık öğrenme görevlerini tamamlama becerisini de geliştirir. Duyusal oyunlar dil gelişimini, bilişsel gelişimi, ince ve kaba motor becerileri, problem çözme becerilerini ve sosyal etkileşimi destekler. Çocukların hayal gücünün gelişmesine katkı sağlar. Ayrıca hafızayı geliştirmeye ve güçlendirmeye yardımcı olur. Bu tür oyunlar, çocukların duyusal nitelikleri (sıcak, soğuk, ıslak, kuru) öğrenmesine yardımcı olur.
Eğlenceli ve esnek bir öğrenme alanı yaratmak amaçlı birçok duyusal etkinlik vardır. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse; tuz seramiği ve boyama, oyun hamuru, kinetik kum, gölge kuklaları, su oyunu, kar yapımı ve ev yapımı duyu torbaları gibi etkinlikleri sayabiliriz. Duyusal etkinliklerde çocuk, oyun yoluyla yaparak-yaşayarak öğrenir.
Çocuk, gerekli olan davranış, bilgi ve becerilerini oyun içinde kendiliğinden öğrenir. Çocuğun kişiliği oyun içinde daha belirgin çizgilerle ortaya çıkar ve gelişir. Çocuk, kavramları, cisimleri, toplumsal kuralları, haklarını ve mücadele etmeyi oyun içinde öğrenir ve geliştirir. Bu nedenle oyun, fiziksel, sosyal, duygusal, zihinsel ve psikolojik yönden çocuğu etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur. Oyun çocuk için öğrenme ortamıdır ve çocuk oynadıkça duyuları artar, yetenek ve becerileri gelişir. Oyunda çocuk kendi özgür dünyası içindedir. İstediği gibi sınırsızca özgürlüğünü tadar. Kendi koyduğu kurallar ile o dünyaya egemendir. Böyle bir durumda onların yarattığı dünyalarına saygı duyup müdahale etmeyerek yaratıcılıklarının gelişmesine katkı sağlamak gerekir.
Eğer ki çocuğun oyunu, oyun içindeki davranışları büyükler tarafından kısıtlanır ve engellenirse, çocuk büyüdüğünde özgürce davranamayan, kararsız bir kişilik ortaya koyar.
Sonuç olarak oyun, çocuğun kendisini anlatabildiği en kolay yoldur ve eğitimin bir parçasıdır. Çocukların gelişim özelliklerine uygun, katılımlarını arttıracak etkinlikler tasarlamak oldukça önemlidir. Çocukların etkinlik süreçlerine daha aktif bir şekilde katılmalarını ve duyu organları ile somut bir şekilde kavram ve becerilerini deneyimlemelerini sağlayan etkinlikler tasarlanmalıdır. Bunun için ailelere ve eğitimcilere önemli görevler düşmektedir.
Unutmamalıyız ki, her şey çocuklarımızın dünyalarında özgürce yaşamaları için.
O halde ses verelim oyun temelli yaparak-yaşayarak öğrenmeye!