"Çocuk Hakları" nelerdir, biliyor musunuz?
Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi(ÇOÇA) ile olan iş birliğimiz doğrultusunda "Çocuk Hakları" konusunda sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
ÇOÇA ile olan işbirliğimiz, 6 modüllük çocuk hakları uygulamalarını kapsamaktadır. Bu modüllerin temaları şunlardır:
• Farklılıklarım ve Benzerliklerim
• Farklılıklara Saygı
• Kız Olmak, Oğlan Olmak
• İhtiyaçlarım ve Haklarım
• Yaşadığım Yer ve Haklarım
• Çevre Hakkı
Genel anlamda çocuk hakları nelerdir?
Neden zaten insan hakları varken bir de çocuklar için tanımlanmış ayrı bir haklar kümesi vardır? Bu soruya, birkaç adımda yanıt bulabiliriz. Önce, çocuklar gibi hakları ayrıca tanımlanmış olan grupları düşünelim. Kadınlar, azınlıklar, mülteciler, engelliler…. Hepsi de, toplumda çeşitli olanaklar bakımından geri bırakılan, ayrımcılığa uğrayan kesimler. Tüm insanların hakları olduğu kabul edildiği halde, bazı gruplar tüm haklardan eşit düzeyde yararlanamayabilir. İşte bu grupların hakları özel olarak tanımlanır. Çocuklar da bu gruplardan biridir.
Her ne kadar aksini söylesek de, çocuklar birer “birey” oldukları kolaylıkla unutulabilen ve dünya nüfusu içinde üçte bir gibi yüksek bir orana sahip oldukları halde, aynı gençler ya da yaşlılar gibi yaşa dayalı ayrımcılığa maruz kalan kişilerdir. Çoğunlukla gelecekle ilişkilendirilirler, bugün de birer birey oldukları unutulur. Bugüne dair görüşleri nadiren dikkate alınır. Üstelik toplumsal değişimlerin, afetlerin, ihmal ve istismarın, yoksulluğun ve her türlü yoksunluk biçiminin ya da genel olarak devletin sorumluluklarını yerine getirmeyişinin çocuklar üzerinde daha büyük bir etkisi vardır. Çocuklar yaşama başkalarına bağımlı olarak başlayan, yaşama ve gelişme sürecinde adım adım ilerleyen bireylerdir. Tüm bu nedenlerle çocukların hakları ayrıca tanımlanır.
Toplumun bir parçasını oluşturan çocuklar çeşitli özelliklere sahiptir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar arasında da zengin, yoksul, erkek, kız… gibi sonsuz bir çeşitlilik söz konusudur. Ancak bu farklılıklarına rağmen, çocukların ortak bazı sorunları vardır ve haklarıyla ilgili de ortak bazı kısıtlamalara maruz kalırlar. Hangi filmi izleyeceklerini, ne zaman yatağa gideceklerini, hangi elbiseyi giyeceklerini seçme gibi gündelik hayatlarına dair seçimlerden; çalışma, evlenme ya da seçme ve seçilme hakkı gibi sadece yetişkinlere ait olduğu düşünülen haklara kadar çeşitli alanlarda karar verme özgürlükleri sınırlanmıştır. Ayrıca aynen yetişkinlerde olduğu gibi yoksul, engelli, etnik kökeni nedeniyle dışlanan çocuklar toplum içinde daha fazla haksızlığa uğrar ve acı çekerler.
Çocukla ilgili meseleler genelde daha “basit” ya da “çoluk çocuk işi” gibi algılansa da çocuk hakları meselesi oldukça karmaşık bir meseledir. Karmaşıklık kısmen çocuk tanımındaki çeşitlilikten kısmen de çocuklar için talep edilen hakların çeşitliliğinden kaynaklanır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, 18 yaşına dek her birey çocuk kabul edilse de, daha küçük yaşlarda çalışma yaşamına girmeleri, evlendirilmeleri ya da suçla ilişkilendirilmeleri halinde, çocuklar toplumsal olarak “yetişkin” kabul edilmeye başlanıyor. Bu durum “çocuk” kavramı için çizilen 18 yaş sınırını muğlaklaştırıyor.
Çocuk hakları, bunları uygulamaya geçirmenin güçlükleri, ihtiyaç duyulan kaynaklar ve bunların politik sonuçları açısından da karmaşık bir konudur. Dünyadan yoksulluğun kaldırılması bir anda mümkün olamayacağına göre çocukların tüm hakları da hemen hayata geçirilemeyebilir. Bu hedefleri karşılamak için toplumun ve devletlerin yapacağı şey politik irade kullanmak ve çocukların yaşama ve gelişme bakımından eşit haklara sahip olmasına en büyük önceliği vermektir.
ÇOÇA iş birliği ile çocukların haklarını öğrenmesi için neler yapıyoruz?
İşbirliğimiz kapsamında okul öncesi dönemde çocukların yaş düzeylerine uygun olarak kendilerini fark etmeleri, çevrelerindeki çocuklarla benzerlikleri ve farklılıkları üzerine düşünerek tüm çocukların ortak temel ihtiyaçları ve hakları olduğunu fark etmeleri ve bunu yaşadıkları yer ile ilişkilendirmeleri üzerine odaklanılacaktır. Bununla birlikte yetişkinlerle yapılan çocuk hakları eğitiminde, ortamın ve yaklaşımında çocuk haklarına duyarlı ve hak temelli dönüşümü için adım atılmıştır. Çünkü çocuk hakları ve insan hakları, ancak hakların hayata geçtiği ortamlarda çocuklar tarafından içselleştirilebilir.
ÇOÇA iş birliği ile yetişkinlerin çocuk haklarını öğrenmesi için neler yapıyoruz?
2015-2016 dönemi boyunca yürütülecek çalışmaların bir ilk ve ön adımı olarak Muzip Saatler programımız içinde etkin rol alan eğitmenlerin çocuk ve çocuk hakları ile ilgili hak temelli yaklaşım benimsemeleri ve etkinliklerine yansıtmaları için bir giriş eğitimi yapılmıştır.
"Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" kavramı, çocuk haklarında nasıl bir önem kazanıyor?
Toplumsal cinsiyet kavramı, belirli bir toplumun erkekler ve kadınlar için uygun saydığı, toplumsal olarak inşa edilmiş roller, davranışlar ve beklentileri, bunlar arasındaki hiyerarşiyi ve bunlara uyulmadığında kişilerin maruz kaldığı ayrımcılığı ifade eder. Toplumsal cinsiyet eğitimi ise bu eşitsiz, ayrımcı ve dışlayıcı yapıyı tersine çevirmeyi, cinsiyete dair kalıplaşmış yargılarla mücadele ederek, kadınlar ve erkekler arasında işbirliği ve karşılıklı saygı temelinde oluşan gerçek bir eşitliği ortaya çıkarmayı hedefler.
Toplumsal cinsiyet eğitimi çocuklarla yürütüldüğünde ayrı bir önem taşır. Çünkü çocukluk dönemi kimlik oluşumunun gerçekleştiği dönemdir ve cinsiyet kimliği, kimlik oluşumunun en önemli unsurlarından biridir. Toplumsal cinsiyet eğitimi, çocuklarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair bir farkındalık yaratmaya ve kişisel gelişimlerini toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlarının ötesinde geliştirmelerine olanak sağlamaya dayanır. Buna bağlı olarak kız çocuklar için daha fazla özgüven, kararlılık, bağımsızlık ve kamusal alanda kendilerini kolayca ifade edebilmeleri için onları güçlendirmek hedeflenirken; oğlan çocuklar için hedef başarısızlık korkusunun yenilmesi, daha az saldırgan olma, daha sosyal ve sorumlu hale gelme, duygularını daha kolay ifade edebilme ve özel alanı daha fazla sahiplenmedir.
Toplumsal cinsiyet eğitimi aynı zamanda, çocukların annelik, şefkat, özen, dayanışma ve fedakarlık gibi geleneksel olarak kadınlara özgü sayılan rol ve özelliklerin sosyal değerini anlamalarına yardımcı olur. Böylece çocuklar kadınların ve erkeklerin aileye ve topluma yaptıkları ayrı ayrı katkıların eşit önem taşıdığını, erkeklerin ve kadınların eşit haklara ve sorumluluklara sahip olduklarını öğrenirler.
Tüm eğitim sürecinin içine yedirilmesi zorunlu olan bir yaklaşım olarak görülmesi gereken toplumsal cinsiyet eğitiminin etkili olabilmesi için, bu alanda çalışan yetişkinlerin kendi cinsiyetçiliklerine dair farkındalık kazanmaları öncelik taşır. Eğitimcilerin ve elbette ebeveynlerin, kız ve oğlan çocuklara yönelik davranışlarının, ifade biçimlerinin ya da öğretim yöntemlerinin amaçladıkları toplumsal cinsiyet eşitliğini yansıtıp yansıtmadığını dikkate almaları zorunludur.
Üzerinde önemle durduğumuz "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" konusunda ÇOÇA ile ortak yaptığımız çalışmalar nelerdir?
Çocuklarda cinsiyet eşitliğine yönelik gerçekleştirilecek farkındalık çalışmaları öncesinde çocuklarla ilişki halinde olan yetişkinlerin kendi toplumsal cinsiyet farkındalıklarını sorgulamaları ve kendi cinsiyetçi kalıpları ve önyargıları üzerine düşünmeleri oldukça önemlidir. Bu kapsamda ÇOÇA ile yaptığımız yetişkin eğitiminde gerek çocuklar üzerinden gerekse kendi toplumsal cinsiyet algıları üzerinden konu ele alınıp tartışılmıştır.